Alçakgönüllü Olmak ve Kibirden Sakınmak
Ey gençler… hepiniz birbirinize karşı alçakgönüllülüğü kuşanın. Çünkü, “Allah kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütfeder.” (Petrus’un 1. Mektubu, 5:5)
Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun, sevgiyle birbirinize sabredin. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 4:2)
Aranızda en üstün olan, ötekilerin hizmetkarı olsun. Kendini yücelten alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir. (Matta, 23:11-12)
Hiçbir şeyi bencil tutkularla ya da boş övünmeyle yapmayın. Her biriniz alçakgönüllülükle diğerini kendinden üstün saysın. (Pavlus’tan Filipililere Mektup, 2:3)
İsa onlara, “Ulusların kralları, kendi uluslarına egemen kesilirler. İleri gelenleri de kendilerine iyiliksever unvanını yakıştırırlar” dedi. “Ama siz böyle olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten, hizmet eden gibi olsun. Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı, hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden biri gibi oldum. Denendiğim zamanlar benimle birlikte dayanmış olanlar sizlersiniz…” (Luka, 22:25-28; Matta, 20:25-26)
Bilirsiniz ki, ulusların önderleri sayılanlar, onları egemenlik hırsıyla yönetirler, ileri gelenleri de onlara ağırlıklarını hissettirirler. Sizin aranızda böyle olmayacak. Aranızda büyük olmak isteyen, diğerlerinin hizmetkarı olsun. Aranızda birinci olmak isteyen, hepinizin hizmetlisi olsun. Çünkü İnsanoğlu [Hz. İsa (as)] bile hizmet edilmeye değil, hizmet etmeye… geldi. (Markos, 10:41-45)
Bu sırada öğrencileri İsa’ya yaklaşıp, “Allah’ın Egemenliği’nde [ahirette] en büyük kimdir?” diye sordular. İsa, yanına küçük bir çocuk çağırdı, onu orta yere dikip şöyle dedi: “Size doğrusunu söyleyeyim, yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Allah’ın Egemenliği’ne [cennete] asla giremezsiniz. Kim bu çocuk gibi alçakgönüllü olursa, Allah’ın Egemenliği’nde [ahirette] en büyük odur.” (Matta, 18:1-4)
… [Hz. İsa (as):] onlara şöyle dedi: “Birinci olmak isteyen en sonuncu olsun, herkesin hizmetkarı olsun.” (Markos, 9:35)
“Bu küçüklerden birini bile hor görmekten sakının!...” (Matta, 18:10-11)
Öğrenciler, aralarında kimin en büyük olduğunu tartışmaya başladılar. Akıllarından geçeni bilen İsa… onlara şöyle dedi: “… Aranızda en küçük kim ise, işte en büyük odur.” (Luka, 9:46-48)
Yemeğe çağrılanların başköşeleri seçtiğini fark eden İsa, onlara şu benzetmeyi anlattı: “Biri seni düğüne çağırdığı zaman başköşeye kurulma. Belki senden daha saygın birini de çağırmıştır. İkinizi de çağıran gelip, ‘Yerini bu adama ver’ diyebilir. O zaman utançla kalkıp en arkaya geçersin. Bir yere çağrıldığın zaman git, en arkada otur. Öyle ki, seni çağıran gelince, ‘Arkadaşım, daha öne buyurmaz mısın?’ desin. O zaman seninle birlikte sofrada oturan herkesin önünde onurlandırılmış olursun. Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.” (Luka, 14:7-11)
Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı… “Size şunu söyleyeyim… Kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.” (Luka, 18:9, 14)
Birbirinizle aynı düşüncede olun. Böbürlenmeyin; tersine, hor görülenlerle arkadaşlık edin. Bilgiçlik taslamayın. Kötülüğe kötülükle karşılık vermeyin. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin. Mümkünse, elinizden geldiğince herkesle barış içinde yaşayın. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:16-18)
... “Allah kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütfeder.” Bunun için Allah’a tabi olun. İblise karşı direnin, o da sizden kaçacaktır. (Yakup’un Mektubu, 4:6-8)
[Hz. İsa (as):] “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur. Boyunduruğumu taşımak kolay, yüküm hafiftir.” (Matta, 11:28-30)Bilgi insanı böbürlendirir, sevgiyse geliştirir. Bir şey bildiğini sanan, henüz bilmesi gerektiği gibi bilmiyordur… (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 8:1-3)
Rab’bin huzurunda kendinizi alçaltın… (Yakup’un Mektubu, 4:10)
Sonuç olarak hepiniz aynı düşüncede birleşin. Başkalarının duygularını paylaşın. Birbirinizi kardeşçe sevin. Şefkatli, alçakgönüllü olun. Kötülüğe kötülükle, sövgüye sövgüyle değil, tersine, kutsal sayarak karşılık verin. Çünkü kutsanmayı [mübarek kılınmayı] miras almak için çağrıldınız. (Petrus’un 1. Mektubu, 3:8-9)
Siz de böylece, size verilen buyrukların hepsini yerine getirdikten sonra, ‘Biz değersiz kullarız; sadece yapmamız gerekeni yaptık’ deyin.” (Luka, 17:10)
… Gururlanmamalarını, gelip geçici zenginliğe ümit bağlamamalarını buyur. Zevk almamız için bize herşeyi bol bol veren Allah’a ümit bağlasınlar.(Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 6:17)
Kardeşlerim, aldığınız çağrıyı düşünün. Birçoğunuz insan ölçülerine göre bilge, güçlü ya da soylu kişiler değildiniz. Ne var ki, Allah bilgeleri utandırmak için dünyanın saçma saydıklarını, güçlüleri utandırmak için de dünyanın zayıf saydıklarını seçti. Dünyanın önemli gördüklerini hiçe indirmek için dünyanın önemsiz, soysuz, değersiz gördüklerini seçti. Öyle ki, Allah’ın önünde hiç kimse övünemesin… Bunun için yazılmış olduğu gibi, “Övünen, Allah ile övünsün.” (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 1:26-31)
Övünmeniz yersizdir. Azıcık mayanın bütün hamuru kabarttığını bilmiyor musunuz? Yeni bir hamur olabilmek için eski mayadan arınıp temizlenin… Bunun için eski mayayla -kin ve kötülük mayasıyla- değil, içtenliğin ve dürüstlüğün mayasız ekmeğiyle bayram edelim. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 5:6-8)
Uygun zamanda sizi yüceltmesi için, kendinizi Allah’ın kudretli eli altında [Allah’ın kudreti, gücü huzurunda] alçaltın. (Petrus’un 1. Mektubu 5:6)
O da onlara şöyle dedi: “Siz insanlar önünde kendinizi temize çıkarıyorsunuz, ama Allah yüreğinizi biliyor. İnsanların gururlandıkları ne varsa, Allah Katında beğenilmez.” (Luka, 16:15)
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi [Allah rızası için seven, gerçek sevgiyi yaşayan] kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 13:4)
Ama zeytin ağacının bazı dalları kesildiyse ve sen yabanıl bir zeytin filiziyken onların yerine aşılanıp ağacın semiz köküne ortak oldunsa, o dallara karşı övünme. Eğer övünüyorsan, unutma ki, sen kökü taşımıyorsun, kök seni taşıyor. O zaman, “Ben aşılanayım diye dallar kesildi” diyeceksin. Doğru, onlar imansızlık yüzünden kesildiler. Sense imanla yerinde duruyorsun. Böbürlenme, [Allah’tan] kork! (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 11:18-20)
Kendilerini tavsiye eden bazılarıyla kendimizi bir tutmaya ya da karşılaştırmaya elbette cesaret edemeyiz! Onlar kendilerini kendileriyle ölçüp karşılaştırmakla akılsızlık ediyorlar. Ama biz haddimizi aşıp fazla övünmeyiz; övünmemiz, Allah’ın bizim için belirlediği, sizlere kadar da uzanan alanın sınırları içinde kalır. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 10:12-13)
Övünmek istesem bile akılsız olmayacağım. Çünkü gerçeği söylemiş olacağım. Ama kimse beni gördüğünden ya da işittiğinden daha üstün görmesin diye övünmekten kaçınıyorum. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 12:6)
Boş yere övünen, birbirine meydan okuyan, birbirini kıskanan kişiler olmayalım. (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 5:26)
Aranızda bilge ve anlayışlı olan kim? Olumlu yaşayışıyla, bilgelikten doğan alçakgönüllülükle iyi eylemlerini göstersin. Ama yüreğinizde kin, kıskançlık, bencillik varsa övünmeyin, gerçeği yadsımayın… Çünkü nerede kıskançlık, bencillik varsa, orada karışıklık ve her tür kötülük vardır. Ama gökten inen [Allah rızasına uygun olan] bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yoktur. (Yakup’un Mektubu, 3:13-17)
Cömert Olmak, Cimrilikten Kaçınmak
Şimdiki çağda zengin olanlara gururlanmamalarını, gelip geçici zenginliğe ümit bağlamamalarını buyur. Zevk almamız için bize herşeyi bol bol veren Allah’a ümit bağlasınlar. Onlara, iyilik yapmalarını, iyilikten yana zengin olmalarını, cömert ve paylaşmaya istekli olmalarını buyur. Böylelikle gerçek yaşama [cennete] kavuşmak üzere gelecek için kendilerine sağlam temel olacak bir hazine biriktirmiş olurlar. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 6:16-19)
Öğüt veren, öğütte bulunsun. Bağışta bulunan, bunu cömertçe yapsın. Yöneten, gayretle yönetsin. Merhamet eden, bunu güler yüzle yapsın.(Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:8)
Ben de… [Allah rızası için] malımı da kendimi de seve seve harcayacağım… (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 12:15)
[Hz. İsa (as):] “Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: … Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin. Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan onu geri istemeyin. İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın… Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkarlar bile böyle yapar. Geri alacağınızı umduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkarlar bile verdiklerini geri almak koşuluyla günahkarlara ödünç verirler. Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak…” (Luka, 6:27-35)Her durumda cömert olmanız için her bakımdan zenginleştiriliyorsunuz. Cömertliğiniz… Allah’a şükran nedeni oluyor… Onlar, içtenliğinizi kanıtlayan bu hizmetten ötürü, açıkça benimsediğiniz Mesih Müjdesi’ne [Allah’ın Hz. İsa (as)’a vahyine] uyarak kendileriyle ve herkesle malınızı cömertçe paylaştığınız için Allah’ı yüceltiyorlar. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 9:11-13)
Bu nedenle önce yanınıza gelmeleri ve cömertçe vermeyi vaat ettiğiniz armağanları hazırlamaları için kardeşlere ricada bulunmayı gerekli gördüm. Öyle ki,armağanınız cimrilik değil, cömertlik örneği olarak hazır olsun. Şunu unutmayın: Az eken az biçer, çok eken çok biçer. Herkes yüreğinde niyet ettiği gibi versin; isteksizce ya da zorlanmış gibi değil. Çünkü Allah sevinçle vereni sever. Her zaman, her yönden, herşeye yeterli ölçüde sahip olarak her iyi işe cömertçe katkıda bulunabilmeniz için, Allah her nimeti size bol bol sağlayacak güçtedir. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 9:5-8)
… Büyük sıkıntılarla denendiklerinde, coşkun sevinçleri ve aşırı yoksullukları tam bir cömertliğe dönüştü. Ellerinden geldiği kadarını, hatta daha fazlasını kendi istekleriyle verdiklerine tanıklık ederim. Kutsallara [kendini Allah’a adamışlara] yapılan yardıma katkıda bulunma ayrıcalığının kendilerine verilmesi için bize yalvarıp yakardılar. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 8:1-4)
Varlıklı bir adamın tarlaları bol ürün verdi. Adam içinden, “Ne yapacağım ben?” diyordu, “Çünkü ürünlerimi koyacak yerim yok!” Sonra, “Ne yapacağımı biliyorum” dedi, “Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini kuracağım. Buğdayımın tümünü ve başka herşeyimi de oraya koyacağım. Canıma da diyeceğim ki, ey can, yıllarca yetecek kadar bol malın var. Rahatına bak. Ye, iç, mutlu ol!” Ama Allah ona, “Ey akılsız adam, canın bu gece senden isteniyor” dedi. “Biriktirdiklerin kimin olacak?” Kendi yararına mal biriktiren ama Allah Katında zengin olmayan insanın durumu budur. (Luka, 12:16-21)
Yahya onlara, “İki mintanı olan birini mintanı olmayana versin; yiyeceği olan yiyeceği olmayanla paylaşsın” yanıtını verdi. (Luka, 3:11)
Gittiğiniz her yerde Allah’ın Egemenliği’nin [cennet vaadinin] yaklaştığını duyurun. Hastaları iyileştirin… cüzzamlıları temiz kılın… Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin. Kuşağınıza altın, gümüş ya da bakır para koymayın. (Matta, 10:7-9)
… Allah’ın büyük lütfu hepsinin [iman edenler] üzerindeydi. Aralarında yoksul olan yoktu. Çünkü toprak ya da ev sahibi olanlar bunları satar, sattıklarının bedelini getirip elçilerin buyruğuna verirlerdi; bu da herkese ihtiyacına göre dağıtılırdı. (Elçilerin İşleri, 4:33-35)
İmanlıların tümü bir arada bulunuyor, herşeyi ortaklaşa kullanıyorlardı. Mallarını mülklerini satıyor ve bunun parasını herkese ihtiyacına göre dağıtıyorlardı. Her gün mescitte toplanmaya devam eden imanlılar, kendi evlerinde de ekmek bölüp içten bir sevinç ve sadelikle yemek yiyor ve Allah’ı övüyorlardı. Bütün halkın beğenisini kazanmışlardı. Rab de her gün yeni kurtulanları [hidayete erenleri] topluluğa katıyordu. (Elçilerin İşleri, 2:44-47)
Yaşayışınız para sevgisinden uzak olsun. Sahip olduklarınızla yetinin. Çünkü Allah şöyle dedi: “Seni asla terk etmem, seni asla bırakmam.”(İbranilere Mektup, 13:6)
Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacak. (Matta, 6:19-21)
Ama ziyafet verdiğin zaman yoksulları, kötürümleri, sakatları, körleri çağır. Böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. Karşılığı sana, insanlar dirildiği zaman verilecektir. (Luka, 14:13-14)
İsa mescidin para kutusu karşısında oturup topluluğun kutuya para atışını gözledi. Birçok varlıklı kişi bol para attı. Bu arada yoksul bir dul kadın yaklaşıp bir metelik değerinde iki bakır kuruş attı. İsa öğrencilerini yanına çağırarak, “Doğrusu size derim ki” dedi, “Bu yoksul dul kutuya para atanların tümünden daha çok para attı. Çünkü ötekilerin tümü varlıklarının bolluğundan bıraktılar. Ama bu kadın yoksulluğundan –nesi varsa onu, tüm geçim olanağını- bıraktı.” (Markos, 12:41-44; Luka, 21:1-4)
Adam, “Öğretmenim, bunların hepsini gençliğimden beri yerine getiriyorum” dedi. Ona sevgiyle bakan İsa, “Bir eksiğin var” dedi. “Git neyin varsa sat, parasını yoksullara ver; böylece gökte [ahirette] hazinen olur. Sonra gel, beni izle.” (Markos, 10:20-21)
İşte güvenilir söz: Bir kimse gözetmen olmayı gönülden istiyorsa, iyi bir görev arzu etmiş olur. Ancak gözetmen ayıplanacak bir yanı olmayan… ölçülü, sağduyulu, saygın, konuksever, öğretmeye yetenekli biri olmalı. Şarap düşkünü, zorba olmamalı; uysal, kavgadan ve para sevgisinden uzak olmalı. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 3 :1-3)
Sonra [Hz. İsa (as)] onlara, “Dikkatli olun!” dedi. “Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğundan ibaret değildir.”(Luka, 12:15)
Yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve… İsa’nın, ‘vermek, almaktan daha büyük mutluluktur’ diyen sözünüunutmamamız gerektiğini gösterdim. (Resullerin İşleri, 20:35)
Allah Rızası için Dikkat ve Teyakkuz Hali
Öyleyse başkaları gibi uyumayalım, ayık ve uyanık olalım. Çünkü uyuyanlar gece uyur… Gündüze ait olan bizlerse, iman ve sevgi zırhını kuşanıp başımıza miğfer olarak kurtuluş umudunu giyerek ayık duralım. (Pavlus’tan Selaniklilere 1. Mektup, 5:6-8)
Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız iblis kükreyen aslan gibi yutacak birini arayarak dolaşıyor. Dünyanın her yerindeki kardeşlerinizin de aynı acıları çektiğini bilerek imanda sarsılmadan iblise karşı direnin. (Petrus’un 1. Mektubu, 5:8-9)
… Her türlü dua ve yalvarışla, her zaman… dua edin. Bu amaçla, bütün kutsallar [kendini Allah’a adamışlar] için yalvarışta bulunarak tam bir [Allah’a] adanmışlıkla uyanık durun. (Pavlus’tan Efeslilere 1. Mektup, 6:17-18)
… [Hz. İsa (as):] “Burada kalın, benimle birlikte uyanık durun.” (Matta, 26:38)
Öyleyse nasıl yaşadığınıza çok dikkat edin. Bilgelikten yoksun olanlar gibi değil, bilgeler gibi yaşayın. Fırsatı değerlendirin. Çünkü yaşadığımız günler kötüdür. Bunun için akılsız olmayın, Rab’bin isteğinin ne olduğunu anlayın. (Pavlus’tan Efeslilere 1. Mektup, 5:15-17)
Uyanık kalın, imanda dimdik durun, mert ve güçlü olun. Herşeyi sevgiyle yapın. Ahaya’da ilk iman eden ve kendilerini kutsalların [Allah’ın dinine hizmetle görevlilerin] hizmetine adayan İstefanas’ın ev halkını bilirsiniz. Kardeşler, size yalvarırım, bu gibilere ve onlarla birlikte çalışıp emek verenlerin hepsine tabi olun. (Pavlus’tan Korintlilere Mektup, 16:13-16)
“Kendinize dikkat edin! Yürekleriniz sefahat, sarhoşluk ve bu yaşamın kaygılarıyla ağırlaşmasın. O gün [kıyamet günü], üzerinize bir tuzak gibi aniden inmesin. Çünkü o gün bütün yeryüzünde yaşayan herkesin üzerine gelecektir. Her an uyanık kalın, gerçekleşmek üzere olan bütün bu olaylardan kurtulabilmek… için dua edin.” (Luka, 21:34-36)
Yaşantınıza dikkat edin! Kardeşiniz günah işlerse, onu uyarın; tövbe ederse, bağışlayın. Günde yedi kez size karşı günah işler ve yedi kez size gelip, ‘Tövbe ediyorum’ derse, onu bağışlayın. (Luka, 17:3-4)
Kötülüğe kötülükle karşılık vermeyin. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:17)
Kardeşler, size yalvarırım, aldığınız öğretiye [Allah’ın emirlerine] karşı gelerek ayrılıklara ve sapmalara neden olanlara dikkat edin, onlardan sakının. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 16:17)
Başardıklarınızı yitirmemek ve ödülünüzü eksiksiz almak için kendinize dikkat edin. (Yuhanna’nın 2. Mektubu, 1:8)
… Mübarek kardeşlerim, dikkatinizi açıkça benimsediğimiz inancın elçisi ve baş dinadamı İsa’ya çevirin. Musa… Allah’a nasıl sadık kaldıysa, İsa da kendisini görevlendirene sadıktır… Ey kardeşler, hiçbirinizde diri [Hayy olan] Allah’ı terk eden, kötü, imansız bir yüreğin bulunmamasına dikkat edin. (Pavlus’tan İbranililere Mektup, 3:1-2, 12)
Dikkat edin, kimse Allah’ın lütfundan yoksun kalmasın. İçinizde sizi rahatsız edecek ve birçoklarını zehirleyecek acı bir kök filizlenmesin. (İbranililere Mektup, 12:15)
Bedenin ışığı gözdür. Gözün sağlamsa, bütün bedenin de aydınlık olur. Gözün bozuksa, bedenin de karanlık olur. Öyleyse dikkat et, sendeki ‘ışık’ karanlık olmasın. Eğer bütün bedenin aydınlık olur ve hiçbir yanı karanlık kalmazsa, kandilin seni ışınlarıyla aydınlattığı zamanki gibi, bedenin tümden aydınlık olur. (Luka, 11 :34-36)
“Bunun için uyanık kalın… Şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın gece hangi saatte geleceğini bilse, uyanık kalır, evinin soyulmasına fırsat vermez. Bunun için siz de hazır olun! Çünkü İnsanoğlu [Hz. İsa (as)] beklemediğiniz saatte gelecektir. (Matta, 24:42-44)
Allah’ın bana lütfettiği görev uyarınca bilge bir mimar gibi temel attım, başkaları da bu temel üzerine inşa ediyor. Herkes nasıl inşa ettiğine dikkat etsin.Çünkü hiç kimse atılan temelden, yani İsa Mesih’ten başka bir temel atamaz. Bu temel üzerine kimi altın, gümüş ya da değerli taşlarla, kimi de tahta, ot ya da kamışla inşa edecek. Herkesin yaptığı iş belli olacak, yargı günü ortaya çıkacak. Herkesin işi ateşle açığa vurulacak. Ateş her işin niteliğini sınayacak. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 3:10-13)
Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi. Onun için, ayakta sağlam durduğunu sanan dikkat etsin, düşmesin! Herkesin karşılaştığı denemelerden başka denemelerle karşılaşmadınız. Allah güvenilirdir, gücünüzü aşan biçimde denenmenize izin vermez. Dayanabilmeniz için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 10:11-13)
Hatta öğrencileri kendi peşlerinden sürüklemek için sizin aranızdan da sapkın sözler söyleyen kişiler çıkacak. Bunun için uyanık durun. Üç yıl boyunca, aralıksız, gece gündüz demeden… her birinizi nasıl uyardığımı hatırlayın. Şimdi sizi Allah’a ve O’nun lütfunu bildiren söze [Allah’ın vahyi olan emirlerine] emanet ediyorum. Bu söz, sizi ruhça geliştirecek ve kutsal kılınmış olan bütün insanlar arasında mirasa kavuşturacak güçtedir. (Elçilerin İşleri, 20 :30-32)
“Bu nedenle uyanık kalın. Çünkü o günü [kıyamet gününü] ve o saati bilemezsiniz.” (Matta, 25:13)
Öğrencilerin yanına döndüğünde onları uyumuş buldu. Petrus’a, “Demek ki benimle birlikte bir saat uyanık kalamadınız!” dedi. “Uyanık durup dua edin ki, doğru yoldan saptırılmayasınız. Ruh isteklidir, ama beden güçsüzdür.” (Matta, 26:40-41; Markos, 14:37-41)
İsa şöyle devam etti: “İşittiklerinize dikkat edin! Hangi ölçekle verirseniz, aynı ölçekle alacaksınız. Hatta size daha fazlası verilecek. Çünkü kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, elindeki de alınacak.” (Markos, 4 :24-25)
Çünkü açığa çıkarılmayacak gizli hiçbir şey yok; bilinmeyecek, aydınlığa çıkmayacak saklı hiçbir şey yoktur. Bunun için, [Allah’ın emirlerini] nasıl dinlediğinize dikkat edin. Kimde varsa, ona daha çok verilecek. Ama kimde yoksa, kendisinde var sandığı bile elinden alınacak. (Luka, 8:17-18)
Bunları söyleyeni reddetmemeye dikkat edin. Çünkü yeryüzünde kendilerini uyaranı reddedenler kurtulamadılarsa, göklerden bizi uyarandan [Allah’ın gönderdiği elçisi Hz. İsa (as)’dan] yüz çevirirsek, bizim de kurtulamayacağımız çok daha kesindir. O zaman O’nun sesi yeri sarsmıştı. Ama şimdi, “Bir kez daha yalnız yeri değil, göğü de sarsacağım” diye söz vermiştir. “Bir kez daha” sözü, sarsılanların, yani yaratılmış olan şeylerin ortadan kaldırılacağını, böylelikle sarsılmayanların kalacağını anlatıyor. Böylece sarsılmaz bir egemenliğe kavuştuğumuz için minnettar olalım. Öyle ki, Allah’ı hoşnut edecek biçimde saygı ve korkuyla ibadet edelim. (İbranililere Mektup, 12:25-28)
Ama siz kendinize dikkat edin! İnsanlar sizi mahkemelere verecek, havralarda dövecekler. Benden ötürü valilerin, kralların önüne çıkarılacak, böylece onlara tanıklık edeceksiniz. Ne var ki, önce Müjde’nin [Allah’ın emirlerinin] bütün uluslara duyurulması gerekir. Sizi tutuklayıp mahkemeye verdiklerinde, ‘Ne söyleyeceğiz?’ diye önceden kaygılanmayın. O anda size ne vahyolunursa onu söyleyin. Çünkü konuşan siz değil, Allah’ın Ruhu olacak. (Markos, 13 :9-11)
O günü ve o saati ne gökteki melekler, ne de İsa bilir; Allah’tan başka kimse bilmez… Dikkat edin, uyanık durun, dua edin. Çünkü o anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. Bu, yolculuğa çıkan bir adamın durumuna benzer. Evinden ayrılırken kölelerine yetki ve görev verir, kapıdaki nöbetçiye de uyanık kalmasını buyurur. Siz de uyanık kalın. Çünkü ev sahibi ne zaman gelecek, akşam mı, gece yarısı mı, horoz öttüğünde mi, sabaha doğru mu, bilemezsiniz. Ansızın gelip sizi uykuda bulmasın! Size söylediklerimi herkese söylüyorum; uyanık kalın!” (Markos, 13:32-37)
Kalabalığın içinden biri İsa’ya, “Öğretmenim, kardeşime söyle de mirası benimle paylaşsın” dedi. İsa ona şöyle dedi: “Ey adam! Kim beni üzerinizde yargıç ya da hakem yaptı?” Sonra onlara, “Dikkatli olun!” dedi. “Her türlü açgözlülükten sakının. Çünkü insanın yaşamı, malının çokluğuna bağlı değildir.” İsa onlara şu benzetmeyi anlattı: “Zengin bir adamın toprakları bol ürün verdi. Adam kendi kendine, ‘Ne yapacağım? Ürünlerimi koyacak yerim yok’ diye düşündü. Sonra, ‘Şöyle yapacağım’ dedi. ‘Ambarlarımı yıkıp daha büyüklerini yapacağım, bütün tahıllarımı ve mallarımı oraya yığacağım. Kendime, ey canım, yıllarca yetecek kadar bol malın var. Rahatına bak, ye, iç, yaşamın tadını çıkar diyeceğim.’ Ama Allah ona, ‘Ey akılsız!’ dedi. ‘Bu gece canın senden istenecek. Biriktirdiğin bu şeyler kime kalacak?’ Kendisi için servet biriktiren, ama Allah Katında zengin olmayan kişinin sonu böyle olur.” (Luka, 12:13-21)
“Kuşaklarınız belinizde bağlı ve kandilleriniz yanar durumda hazır olun. Düğün şenliğinden dönecek olan efendilerinin gelip kapıyı çaldığı an kapıyı açmak için hazır bekleyen köleler gibi olun. Efendileri geldiğinde uyanık bulunan kölelere ne mutlu! Size doğrusunu söyleyeyim, efendileri beline kuşağını bağlayacak, kölelerini sofraya oturtacak ve gelip onlara hizmet edecek. Efendi gecenin ister ikinci, ister üçüncü nöbetinde gelsin, uyanık bulacağı kölelere ne mutlu! Ama şunu bilin ki, ev sahibi, hırsızın hangi saatte geleceğini bilse, evinin soyulmasına fırsat vermez. Siz de hazır olun. Çünkü İnsanoğlu [Hz. İsa (as)] beklemediğiniz saatte gelecektir.” (Luka, 12:35-40; Matta, 24:42-51; Markos, 13:34-36)
Doğru ve Dürüst Olmak
Bunlar gelip İsa’ya, “Öğretmenimiz” dediler, “Senin dürüst biri olduğunu, kimseyi ayırt etmeden, insanlar arasında ayrım yapmadan Allah yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz…” (Markos, 12:14; Matta, 22:16; Luka, 20:21-22)
[Hz. İsa (as):] “En küçük işte güvenilir olan kişi, büyük işte de güvenilir olur. En küçük işte dürüst olmayan kişi, büyük işte de dürüst olmaz. Dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder? Başkasının malı konusunda güvenilir değilseniz, kendi malınız olmak üzere size kim bir şey verir?” (Luka, 16:10-12)İyi olanı yaparak her konuda onlara örnek ol. Öğretişinde dürüst ve ağırbaşlı ol, kimsenin kınayamayacağı doğru sözler söyle. Öyle ki bize karşı gelen, hakkımızda söyleyecek kötü bir söz bulamayıp utansın. (Pavlus’tan Titus’a Mektup, 2:7-8)
Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar. (Matta, 5:6)
Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Çünkü Allah’ın Egemenliği [cennet] onlarındır. (Matta, 5:10)
[Allah Hz. İsa (as) için:] “Doğruluğu sevdin, kötülükten nefret ettin.” (İbranilere Mektup, 1:9)Önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, gerçek doğruluk ve kutsallıkta… yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz. Bunun için yalanı üzerinizden sıyırıp atarak her biriniz komşusuna gerçeği söylesin. Çünkü hepimiz aynı bedenin üyeleriyiz… Günah işlemeyin… İblise de fırsat vermeyin. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 4:22-27)
Siz öncelikle O’nun Egemenliğinin [Allah’ın rızasının] ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir. (Matta, 6:33)
Bazı vergi görevlileri de… “Öğretmenimiz, biz ne yapalım?” dediler. Yahya, “Size buyrulandan çok vergi almayın” dedi. Bazı askerler de, “Ya biz ne yapalım?” diye sordular. O da, “Kaba kuvvetle ya da yalan suçlamalarla kimseden para koparmayın” dedi, “Ücretinizle yetinin.” (Luka, 3:12-14)
Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve yaptıkları açığa çıkmasın diye ışığa yaklaşmaz. Ama gerçeği uygulayan kişi yaptıklarını, Allah’a dayanarak yaptığını göstermek için ışığa gelir. (Yuhanna, 3:20-21)
Bu nedenle bedenin tutkularına uymamak için günahın ölümlü bedenlerinizde egemenlik sürmesine izin vermeyin. Bedeninizin üyelerini haksızlığa araç ederek günaha sunmayın. Ölümden dirilenler gibi kendinizi Allah’a adayın; bedeninizin üyelerini doğruluk araçları olarak Allah’a sunun. Günah size egemen olmayacaktır. Çünkü… Allah’ın lütfu altındasınız. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 6:12-14)
İman sayesinde Nuh, henüz olmamış olaylarla ilgili olarak Allah tarafından uyarılınca, Allah korkusuyla ev halkının kurtuluşu için bir gemi yaptı. Bununla…imana dayanan doğruluğun mirasçısı oldu. (İbranililere Mektup, 11:7)
Söz dinleyen köleler gibi kendinizi kime teslim ederseniz, sözünü dinlediğiniz kişinin köleleri olduğunuzu bilmez misiniz? Ya ölüme götüren günahın ya dadoğruluğa götüren sözdinlerliğin kölelerisiniz. Ama şükürler olsun Allah’a! Eskiden günahın köleleri olan sizler, adandığınız öğretinin özüne yürekten bağlandınız. Günahtan özgür kılınarak doğruluğun köleleri oldunuz. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 6:16-18)
Onlara ilişkin tanıklık ederim ki, Allah için gayretlidirler; ama bu bilinçli bir gayret değildir. Allah’ın öngördüğü doğruluğu anlamadıkları ve kendi doğruluklarını yerleştirmeye çalıştıkları için Allah’ın öngördüğü doğruluğa boyun eğmediler. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 10:2-3)
Tersine Allah’ın hizmetkarları olarak olağanüstü dayanmada, sıkıntı, güçlük ve elemlerde, dayak, hapis, karışıklık, emek, uykusuzluk ve açlıkta; pak yaşayışta, bilgi, sabır, iyilik… ve içten sevgide; gerçeğin ilanında ve Allah’ın gücünde; sağ ve sol ellerimizde doğruluğun silahlarıyla... iyi ünde ve kötü ünde, kendimizi her durumda örnek gösteriyoruz. Aldatanlar sayılıyorsak da dürüst kişileriz. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 6:4-8)
Ama sen, ey Allah adamı, bu şeylerden kaç! Doğruluğun, Allah yolunun, imanın, sevginin, sabrın, uysallığın ardından koş. İman uğrunda yüce mücadeleyi sürdür. Sonsuz yaşama sımsıkı sarıl. Bunun için çağrıldın ve birçok tanık önünde yüce inancı [Allah’a imanı] açıkça benimsedin. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 6:11-12)
Gençlik arzularından kaç. Temiz yürekle Rab’be yakaranlarla birlikte doğruluğun, imanın, sevginin ve esenliğin ardından koş. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 2:22)
Bu nedenle, kötü günde dayanabilmek, gerekli herşeyi yaptıktan sonra yerinizde durabilmek için Allah’ın bütün silahlarını [Allah’a imandan gelen manevi gücünüzü] kuşanın. Böylece, belinizi gerçekle kuşatmış, göğsünüze doğruluk zırhını takmış ve ayaklarınıza esenlik Müjdesi’ni [Allah’ın emirlerini] yayma hazırlığını giymiş olarak yerinizde durun. Bunların hepsine ek olarak, şeytanın bütün ateşli oklarını söndürebileceğiniz iman kalkanını alın. Kurtuluş miğferini ve ruhun kılıcını, yani Allah sözünü alın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 6:13-17)
Ekinciye tohum ve yiyecek ekmek sağlayan Allah, sizin de ekeceğinizi sağlayıp çoğaltacak, doğruluğunuzun ürünlerini artıracaktır. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 9:10)
Ama siz Allah sayesinde Mesih İsa’dasınız [Hz. İsa (as) ile birlikte iman ettiniz]. O bizim için Allah’tan gelen bilgelik, doğruluk, kutsallık ve kurtuluş [vesilesi] oldu. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 1:30)
Bir zamanlar karanlıktınız, ama şimdi Rab’de ışıksınız [Allah’ın nuru üzerinizde tecelli ediyor]… Işığın meyvesi her iyilikte, doğrulukta ve gerçekte görülür. Rab’bi neyin hoşnut ettiğini ayırt edin. Karanlığın meyvesiz işlerine katılmayın. Tersine, onları açığa çıkarın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 5:8-11)
Duam şu ki, sevginiz, bilgi ve her tür sezgiyle durmadan artsın. Öyle ki, üstün değerleri ayırt edebilesiniz ve böylece Allah’ın yüceltilip övülmesi için İsa Mesih aracılığıyla gelen doğruluk meyvesiyle dolarak… saf ve kusursuz olasınız. (Pavlus’tan Filipililere Mektup, 1:9-11)
Kutsal Yazılar’ın [Allah’ın vahyi olan Kutsal Kitapların] tümü Allah vahyidir ve öğretmek, uyarmak, yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır. Bunlar sayesinde Allah adamı her iyi iş için donatılmış olarak olgun olur. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 3:16-17)
Allah… bizi kendi yararımıza terbiye ediyor. Terbiye edilmek başlangıçta hiç tatlı gelmez, acı gelir. Ne var ki, böyle eğitilenler için bu sonradan esenlik veren doğruluğu üretir. Bunun için sarkık ellerinizi kaldırın, bükük dizlerinizi doğrultun, ayaklarınız için düz yollar yapın. Öyle ki, kötürüm olan parça eklemden çıkmasın, tersine şifa bulsun. (İbranililere Mektup, 12:11-13)
Çünkü nerede kıskançlık, bencillik varsa, orada karışıklık ve her tür kötülük vardır. Ama gökten inen [Allah Katından gelen] bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yoktur. Barış içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü biçerler. (Yakup’un Mektubu, 3:16-18)
İyilik yapmakta gayretli olursanız, size kim kötülük edecek? Doğruluk uğruna acı çekseniz bile, ne mutlu size! İnsanların “korktuğundan korkmayın, ürkmeyin.”… İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın. Vicdanınızı temiz tutun. Öyle ki, Mesih’e bağlı olarak sürdürdüğünüz olumlu yaşamı kınayanlar size ettikleri iftiradan utansınlar. İyilik edip acı çekmek –eğer Allah’ın isteği buysa– kötülük yapıp acı çekmekten daha iyidir. (Petrus’un 1. Mektubu, 3:13-17)
Başınızın üzerine de ant içmeyin. Çünkü saçınızın tek telini ak ya da kara edemezsiniz. ‘Evet’iniz evet, ‘hayır’ınız hayır olsun. Bundan fazlası şeytandandır. (Matta, 5:36-37)
Kardeşlerim, öncelikle şunu söyleyeyim, ne gök üzerine, ne yer üzerine, ne de başka bir şey üzerine yemin edin. ‘Evet’iniz evet, ‘hayır’ınız hayır olsun ki,yargıya [hesap gününde azaba] uğramayasınız. (Yakup’un Mektubu, 4:12)
Size göre iyi olanın kötülenmesine fırsat vermeyin. Çünkü Allah’ın Egemenliği [ahiret hesabı], yiyecek içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve… sevinçtir. Mesih’e bu yolda hizmet eden, Allah’ı hoşnut eder, insanların da beğenisini kazanır. Öyleyse kendimizi esenlik getiren ve karşılıklı gelişmemizi sağlayan işlere verelim. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 14:16-19)
Şefkatli ve Merhametli Olmak
Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar. (Matta, 5:7)
Kimi kararsızlara merhamet edin. Kimini ateşten çekip kurtarın. Kimine de korkuyla merhamet edin. Ama günahlı bir bedenin lekelediği giysiden bile tiksinin. (Yahuda’nın Mektubu, 1:22-23)
Gençlik arzularından kaç. Temiz yürekle Rab’be yakaranlarla birlikte doğruluğun, imanın, sevginin ve esenliğin ardından koş. Saçma, cahilce tartışmalara girmeyi reddet. Bunların kavga doğurduğunu bilirsin. Rab’bin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese şefkatle davranmalı, öğretme yeteneği olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalıdır. Kendisine karşı olanları yumuşak huyla yola getirmeli. Gerçeği anlamaları için Allah belki onlara bir tövbe yolu açar. Böylelikle ayılabilir, isteğini yerine getirmeleri için kendilerini tutsak eden iblisin tuzağından kurtulabilirler. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 2:22-26)
… Merhamet eden, bunu güler yüzle yapsın. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:8)
Dünya malına sahip olup da kardeşini ihtiyaç içinde gördüğü halde ondan şefkatini esirgeyen kişide Allah’ın sevgisi olabilir mi? Yavrularım, sözle ve dille değil, eylemle ve içtenlikle sevelim. (Yuhanna’nın 1. Mektubu, 3:17-18)
Sizlerse kardeşler, iyilik yapmaktan usanmayın. Eğer bu mektuptaki sözlerimize uymayan olursa onu mimleyin. Yaptıklarından utanması için onunla ilişkinizi kesin. Yine de onu düşman saymayın, bir kardeş olarak uyarın. (Pavlus’tan Selaniklilere 2. Mektup, 3:13-15)
Vay halinize… ikiyüzlüler! Siz nanenin, dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa’nın [Allah’ın emirlerinin] daha önemli konularını –adaleti, merhameti, sadakati– ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi. (Matta, 23:23)
[Hz. İsa (as):] “Kendileriyle birlikte olduğum sürece… onları esirgeyip korudum…” (Yuhanna, 17:12)İsa tekneye binerken, önceleri cinli olan adam ona, “Seninle geleyim” diye yalvardı. Ama İsa adama izin vermedi. Ona, “Evine, yakınlarının yanına dön” dedi. “Rab’bin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini onlara anlat.” (Markos, 5:18-19)
… Rahmani bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yoktur. Barış içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü biçerler. (Yakup’un Mektubu, 3:17-18)
… [Allah’a iman ruhunun] ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 5:22-23)
Bildiğiniz gibi, hiçbir zaman pohpohlayıcı sözlerle ya da açgözlülüğü örten bir maskeyle gelmedik. Allah buna tanıktır. İnsanlardan –ne sizden ne başkalarından– gelecek övgünün peşinde de değildik. Mesih’in elçileri [temsilcileri, şakirtleri] olarak size ağırlığımızı hissettirebilirdik. Ama çocuklarını bağrına basan bir anne gibi size şefkatle davrandık. Sizlere öylesine gönülden bağlanmıştık ki, sizinle yalnız Allah’ın Müjdesi’ni [Allah’ın emirlerini] değil, [Allah rızası için] kendi canlarımızı da paylaşmaya razıydık. Çünkü sizi o denli çok sevdik! Evet, kardeşler, nasıl uğraşıp didindiğimizi anımsarsınız. Hiçbirinize yük olmamak için gece gündüz çalıştık, Allah’ın Müjdesi’ni [Allah’ın emirlerini] size duyurduk. İman eden sizlere karşı davranışımızın ne denli kutsal, adil, kusursuz olduğuna siz tanıksınız; Allah da buna tanıktır. (Pavlus’tan Selaniklilere 1. Mektup, 2:5-10)
[Hz. İsa (as):] “Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak… O [Allah], nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir [Rahim’dir]. Allah’ınız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun. (Luka, 6:35-36)Affedici Olmak
[Hz. İsa (as):] “Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin.” (Luka 6:27-28)Kalkıp dua ettiğiniz zaman, birine karşı bir şikayetiniz varsa onu bağışlayın… (Markos, 11:25-26)
Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, Allah da sizin suçlarınızı bağışlar. (Matta, 6:14)
Başkasını yargılamayın, siz de yargılanmazsınız. Suçlu çıkarmayın, siz de suçlu çıkarılmazsınız. Başkasını bağışlayın, siz de bağışlanırsınız. Sizde olanı verin, size verilecek. İyice bastırılmış, silkelenmiş ve taşmış, dolu bir ölçekle kucağınıza boşaltılacak. Hangi ölçekle ölçerseniz, size de aynı ölçek uygulanacak. (Luka, 6 :37-38)
“Göze göz, dişe diş’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün.” (Matta, 5:38-41)
“Öyleyse, Allah’ın kutsal ve sevgili seçilmişleri olarak yürekten sevecenliği, iyiliği, alçakgönüllülüğü, sabrı, yumuşaklığı giyinin. Birbirinize anlayışlı davranın.Birinizin ötekinden bir şikâyeti varsa, Rab’bin sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. Bunların hepsinin üzerine yetkin birliğin bağı olan sevgiyi giyinin.” (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 3:12-14)
Yaşantınıza dikkat edin! Kardeşiniz günah işlerse, onu uyarın; tövbe ederse, bağışlayın. Günde yedi kez size karşı günah işler ve yedi kez size gelip, ‘Tövbe ediyorum’ derse, onu bağışlayın.” (Luka, 17:3-4)
Bunun üzerine Petrus İsa’ya gelip… “Kardeşim bana karşı kaç kez günah işlerse onu bağışlamalıyım? Yedi kez mi?” İsa, “Yedi kez değil” dedi. “Yetmiş kere yedi kez derim sana.” (Matta, 18:21-22)
İsa onlara, “Dua ederken şöyle söyleyin” dedi: … “[Rabbimiz] günahlarımızı bağışla. Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz. Doğru yoldan sapmamıza izin verme.” (Luka, 11:2-4)
“Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla. Doğru yoldan sapmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek Senindir! Amin.” (Matta, 6:12-13)
“‘Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin… Çünkü O [Allah], Güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur?…” (Matta, 5:43-46)
Yumuşak Huylu Olmak
Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. (Matta, 5:5)
Gizli olan iç varlığınız, sakin ve yumuşak bir ruhun solmayan güzelliğiyle süsünüz olsun. Bu, Allah’ın gözünde çok değerlidir. (Petrus’un 1. Mektubu, 3:4)
Rab’bin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese şefkatle davranmalı, öğretme yeteneği olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalıdır. Kendisine karşı olanları yumuşak huyla yola getirmeli. Gerçeği anlamaları için Allah belki onlara bir tövbe yolu açar. Böylelikle ayılabilir, isteğini yerine getirmeleri için kendilerini tutsak eden iblisin tuzağından kurtulabilirler. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 2:24-26)
Kardeşler, eğer biri suç işlerken yakalanırsa, Allah’ın Ruhu’na uyan sizler, böyle birini yumuşak ruhla yola getirin. Siz de doğru yoldan sapmamak için kendinizi kollayın. Birbirinizin yüklerini taşıyın, böylece Mesih’in yasasını [Hz. İsa (as)’a vahyolunan Allah’ın emirlerini] yerine getirirsiniz. (Pavlus’un Galatyalılara Mektubu, 6:1-2)
Yöneticilerle yönetimlere bağlı olmaları, söz dinlemeleri ve iyi olan herşeyi yapmaya hazır olmaları gerektiğini imanlılara anımsat. Kimseyi kötülemesinler. Kavgacı değil, uysal olsunlar. Herkese her zaman yumuşak davransınlar. (Pavlus’tan Titus’a Mektup, 3:1-2)
[Hz. İsa (as):] “Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahatlık veririm… Benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.” (Matta, 11:28-29)… İçinizdeki umudun nedenini soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun. Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın. Vicdanınızı temiz tutun. Öyle ki, Mesih’e ait olarak [Hz. İsa (as)’a uyarak] sürdürdüğünüz olumlu yaşamı kınayanlar size ettikleri iftiradan utansınlar. (Petrus’un 1. Mektubu, 3:15-16)
Ama gökten inen [Allah Katından olan] bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yoktur. (Yakup’un Mektubu, 3:17)
Her kötü niyetle birlikte her türlü kin, öfke, kızgınlık, bağrışma ve iftira sizden uzak olsun. Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Allah’ın… sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 4:31-32)
Kardeşler, aranızda çalışanların, Rab yolunda size önderlik edip öğüt verenlerin değerini bilmenizi rica ederiz. Yaptıkları işten ötürü onlara sınırsız saygı, sevgi gösterin. Birbirinizle barış içinde yaşayın… Kardeşler, boş gezenleri uyarın, yüreksizleri cesaretlendirin, güçsüzlere destek olun, herkese karşı sabırlı olun. Sakın kimse kötülüğe kötülükle karşılık vermesin. Birbiriniz ve bütün insanlar için her zaman iyiliği amaç edinin. Her zaman sevinin.(Pavlus’tan Selaniklilere 1. Mektup, 5:12-16)
Allah’ın Ruhu’nun ürünüyse [Allah rızasına uygun olan ise] sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 5:22-23)
… Aldığınız çağrıya yaraşır biçimde [size ulaşan Allah’ın vahyine göre] yaşamanızı rica ederim. Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, anlayışla davranın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup , 4:1-2)
Ancak gözetmen ayıplanacak bir yanı olmayan… ölçülü, sağduyulu, saygın, konuksever, öğretmeye yetenekli biri olmalı. Şarap düşkünü, zorba olmamalı;uysal, kavgadan ve para sevgisinden uzak olmalı. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup , 3:2-3)
Öfkeyi Yenmek
Her kötü niyetle birlikte her türlü kin, öfke, kızgınlık, bağrışma ve iftira sizden uzak olsun. Birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. Allah’ın… sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 4:31-32)
Sevgili kardeşlerim, şunu aklınızda tutun: Herkes dinlemekte çabuk… öfkelenmekte de yavaş olsun. Çünkü insanın öfkesi, Allah’ın istediği doğruluğu sağlamaz. Bunun için her türlü pisliği ve her tarafa yayılmış olan kötülüğü üstünüzden sıyırıp atarak, içinize ekilmiş ve canlarınızı kurtaracak güçte olan sözü [Allah’ın emirlerini] alçakgönüllülükle kabul edin. (Yakup’un Mektubu, 1:19-21)
Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır… (Matta, 5:22)
Ama şimdi öfke, kızgınlık, kötü niyet dahil, hepsini üzerinizden sıyırıp atın. Ağzınızdan hiçbir iftira ya da utanmaz söz çıkmasın. Birbirinize yalan söylemeyin. Çünkü eski yaradılışı kötü alışkanlıklarıyla birlikte üzerinizden çıkarıp attınız… (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 3:8-10)
Güvenilir Olmak
En küçük işte güvenilir olan kişi, büyük işte de güvenilir olur. En küçük işte dürüst olmayan kişi, büyük işte de dürüst olmaz. Dünyanın aldatıcı serveti konusunda güvenilir değilseniz, gerçek serveti size kim emanet eder? Başkasının malı konusunda güvenilir değilseniz, kendi malınız olmak üzere size kim bir şey verir? (Luka, 16:10-12)
Böylece insanlar bizi Mesih’in [Allah rızası için] hizmetkarları ve Allah’ın sırlarının hizmetlileri saysın. Hizmetlide aranan başlıca nitelik güvenilir olmasıdır. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 4:1-2)
… Ama Rab’bin merhameti sayesinde güvenilir biri olarak düşündüklerimi söylüyorum. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 7:25)
… Çünkü [Hz. İsa (as)] beni güvenilir sayarak hizmetine aldı. Bir zamanlar ona küfreden, zalim ve küstah biri olduğum halde, bana merhamet edildi. Çünkü ne yaptıysam bilgisizlikten ve imansızlıktan yaptım. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 1:12-13)
Aynı şekilde kadınlar ağırbaşlı olmalı; iftiracı değil, ama ölçülü ve her bakımdan güvenilir olmalı. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 3:11)
… Birçok tanık önünde benden işittiğin sözleri, başkalarına da öğretmeye yeterli olacak güvenilir kişilere emanet et. Mesih İsa’nın iyi bir askeri [öğrencisi, takipçisi] olarak benimle birlikte sıkıntıya göğüs ger. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 2:1-3)
… Mesih’e bağlı mübarek ve güvenilir kardeşlere selam! Allah’tan sizlere lütuf ve esenlik olsun. (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 1:1-2)
Müjde’yi [Allah’ın emirlerini] bizim adımıza Mesih’in güvenilir hizmetkarı olan sevgili emektaşımız Epafras’tan öğrendiniz… (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 1:7-8)
Rab yolunda emektaşım ve güvenilir bir hizmetkar olan sevgili kardeşimiz Tihikos, benimle ilgili herşeyi size bildirecektir. İşte bu amaçla, durumumuzu iletmesi ve yüreklerinize cesaret vermesi için kendisini size gönderiyorum. Onunla birlikte, sizden biri olan, güvenilir ve sevgili kardeş Onisimos’u da gönderiyorum. Burada olup biten herşeyi size bildirecekler. (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 4:7-9)
Nasıl olduğumu, ne yaptığımı sizin de bilmeniz için sevgili kardeşimiz, Rab’bin güvenilir hizmetkarı Tihikos size herşeyi bildirecektir. Kendisini bu amaçla, durumumuzu iletmesi ve yüreklerinize cesaret vermesi için size gönderiyorum. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup 6:21-22)
Kendisini güvenilir bir kardeş saydığım Silvanus aracılığıyla size kısaca yazmış bulunuyorum. Sizi yüreklendiriyor ve sözünü ettiğim lütfun Allah’ın gerçek lütfu olduğuna tanıklık ediyorum. Buna bağlı kalın… Birbirinizi sevgiyle öperek selamlayın. Sizlere, Mesih’e ait olan [Allah rızası için Hz. İsa (as)’ı izleyenlere] herkese esenlik olsun. (Petrus’un 1. Mektubu, 5:12-14)
Efendinin, hizmetkarlarına vaktinde yiyecek vermek için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı köle kimdir? Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! Size doğrusunu söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak. (Matta, 24:45-47)
Efendisi ona, ‘Aferin, iyi ve güvenilir köle!’ dedi. ‘Sen küçük işlerde güvenilir olduğunu gösterdin, ben de seni büyük işlerin başına geçireceğim. Gel, efendinin şenliğine katıl!’ (Matta, 25:21; Luka, 19:17)
… Efendinin, uşaklarına vaktinde azık vermek için başlarına atadığı güvenilir ve akıllı kahya kimdir? Efendisi eve döndüğünde işinin başında bulacağı o köleye ne mutlu! Size gerçeği söyleyeyim, efendisi onu bütün malının üzerinde yetkili kılacak. (Luka, 12:42-44)
Köleleri, her konuda efendilerine bağımlı olmaya özendir. Efendilerini hoşnut etsinler. Ters yanıt vermeden, hırsızlık yapmadan, tümüyle güvenilir olduklarını göstersinler… Allah’ın bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır. Bu lütuf, Allah’sızlığı ve dünyasal arzuları reddedip şimdiki çağda sağduyulu, doğru, Allah yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor… (Pavlus’ın Titus’a Mektubu, 2:9-13)
Sabırlı Olmak
Bir kimse haksız yere acı çektiğinde Allah bilinciyle bu acılara sabrederse, Allah’ı hoşnut eder… İyilik edip acı çektiğinizde sabrederseniz, Allah’ı hoşnut edersiniz. (Petrus’un 1. Mektubu, 2:19-20)
Siz de sabredin. Yüreklerinizi güçlendirin. Çünkü Rab’bin… [yardımı] yakındır. Kardeşler, yargılanmamak için birbirinize karşı homurdanmayın… Kardeşler, Rab’bin adıyla konuşmuş olan Peygamberleri sıkıntılarda sabır örneği olarak alın. Sıkıntıya sabretmiş olanları mutlu sayarız. Eyüp’ün nasıl sabrettiğini duydunuz. Rab’bin en sonunda onun için neler yaptığını bilirsiniz. Rab çok şefkatli ve merhametlidir. (Yakup’un Mektubu, 5:8-11)
Rab’bin kulu kavgacı olmamalı. Tersine, herkese karşı sevecen ve öğretmeye yetenekli olmalı, haksızlıklara sabırla dayanmalı. (Pavlus’tan Timoteosa 2. Mektup, 2:24)
Ama sen, ey Allah adamı, bu şeylerden kaç! Doğruluğun, Allah yolunun, imanın, sevginin, sabrın, uysallığın ardından koş. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 6:11)
Böylece İbrahim sabırla dayanarak vaade erişti. (İbranililere Mektup, 6:15)
Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun. Birbirinize sevgiyle, anlayışla davranın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 4:2)
… Kardeşler, boş gezenleri uyarın, yüreksizleri cesaretlendirin, güçsüzlere destek olun, herkese karşı sabırlı olun. Sakın kimse kötülüğe kötülükle karşılık vermesin. Birbiriniz ve bütün insanlar için her zaman iyiliği amaç edinin. (Pavlus’tan Selaniklilere 1. Mektup, 5:14-15)
Herşeye sevinçle dayanıp sabredebilmeniz için O’nun [Allah’ın] yüce gücüne dayanarak bütün kudretle güçlenmenizi diliyoruz. (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 1:11)
… Öyle ki, dünyada kötü arzuların yol açtığı yozlaşmadan kurtulmuş… olasınız. İşte bu nedenle her türlü gayreti göstererek imanınıza erdemi, erdeminize bilgiyi, bilginize özdenetimi, özdenetiminize sebat gücünü, sebat gücünüze Allah yoluna bağlılığı, bağlılığınıza kardeşseverliği, kardeşseverliğinize sevgiyikatın. Çünkü bu niteliklere artan ölçüde sahip olursanız… İsa Mesih’i tanımakta etkisiz ve verimsiz olmazsınız. (Petrus’un 2. Mektubu, 1:4-8)
[Hz. İsa (as):] “Kardeş kardeşi, baba çocuğunu ölüme teslim edecek. Çocuklar anne babaya başkaldırıp onları öldürtecek. Benim adımdan ötürü [Allah rızasına uyarak beni izlediğiniz için] herkes sizden nefret edecek. Ama sonuna kadar sebat gösteren kurtulacaktır.” (Matta, 10:21-22; Markos, 13:12-13) [Hz. İsa (as):] “O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler. Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. Ama sonuna kadar sabreden kurtulacaktır.” (Matta, 24:10-13)Sense benim öğretimi, davranışımı, amacımı, imanımı, sabrımı, sevgimi, sebat gücümü, çektiğim zulüm ve acıları, örneğin Antakya’da, Konya’da ve Listra’da başıma gelenleri yakından izledin. Ne zulümlere sabrettim! Ama Rab beni hepsinden kurtardı… Allah yoluna yaraşır bir yaşam sürmek isteyenlerin hepsi zulüm görecek. Ama kötüler ve sahtekarlar, aldatarak ve aldanarak gittikçe daha beter olacaklar. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 3:10-13)
Gayretiniz eksilmesin… Rab’be kulluk edin. Umudunuzla sevinin. Sıkıntıya sebat gösterin. Kendinizi duaya verin. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:11-12)
Mesih İsa’nın iyi bir askeri [talebesi, takipçisi] olarak benimle birlikte sıkıntıya göğüs ger… Dediklerimi iyi düşün. Rab sana her konuda anlayış verecektir. Bu Müjde [Kutsal Kitap] uğruna bir suçlu gibi zincire vurulmaya kadar varan sıkıntılara sabrediyorum. Ama Allah’ın sözü zincire vurulmuş değildir. Bunun içindir ki, seçilmişler [Allah’ın iman nasip ettiği kulları] uğruna herşeye sabrediyorum. Öyle ki, onlar da… kurtuluşa kavuşsunlar. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 2:3, 7-10)
İyi toprağa düşenler ise, sözü işitince onu iyi ve sağlam bir yürekte saklayanlardır. Bunlar sabırla dayanarak ürün verirler. (Luka, 8:15)
[Hz. İsa (as):] “Denendiğim zamanlar benimle birlikte sabretmiş olanlar sizlersiniz.” (Luka, 22:28)Yaptıklarını, çalışkanlığını, sabrını biliyorum. Kötü kişilere katlanamadığını da [buğz ettiğini] biliyorum. Elçi olmadıkları halde kendilerini elçi diye tanıtanları sınadın ve onları yalancı buldun. Evet, sabırlısın, [Allah rızası için]… acılara dayandın ve yılmadın. (Vahiy, 2:2-3)
Bu nedenle, sevgili kardeşlerim, Rab yolunda verdiğiniz emeğin boşa gitmeyeceğini bilerek sebat gösterin, sarsılmayın, Rab’bin yolunda her zaman gayretli olun. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 15:58)
Kıskançlıktan Sakınmak
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir. Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 13:4)
Allah sayesinde yaşıyorsak… boş yere övünen, birbirine meydan okuyan, birbirini kıskanan kişiler olmayalım. (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 5:25-26)
İsa şöyle devam etti: “İnsanı kirleten, insanın içinden çıkandır. Çünkü kötü düşünceler, fuhuş, hırsızlık, cinayet, zina, açgözlülük, kötülük, hile, sefahat, kıskançlık, iftira, kibir ve akılsızlık içten, insanın yüreğinden kaynaklanır. Bu kötülüklerin hepsi içten [nefisten] kaynaklanır ve insanı kirletir.” (Markos, 7:20-23)
Benliğin [nefsin] işleri açıktır. Bunlar cinsel ahlaksızlık, pislik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgınca eğlenceler ve benzeri şeylerdir… (Pavlus’tan Galatyalılara Mektup, 5:19-21)
Bu nedenle her kötülüğü, hileyi, ikiyüzlülüğü, kıskançlığı ve bütün iftiraları üzerinizden sıyırıp atın. Yeni doğmuş bebekler gibi, hilesiz sütü andıran Allah sözünü özleyin ki, bununla beslenip büyüyerek kurtuluşa erişesiniz. Çünkü Rab’bin iyiliğini tattınız. (Petrus’un 1. Mektubu, 2:1-3)
Çünkü hâlâ benliğe [nefsinize] uyuyorsunuz. Aranızda kıskançlık ve çekişme olması, benliğe uyduğunuzu, öbür insanlar gibi yaşadığınızı göstermiyor mu? (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 3:3)
Kıskanıyorsunuz, isteğinize erişemeyince çekişip kavga ediyorsunuz. Elde edemiyorsunuz, çünkü Allah’tan dilemiyorsunuz. (Yakup’un Mektubu, 4:2)
Aranızda bilge ve anlayışlı olan kim? Olumlu yaşayışıyla, bilgelikten doğan alçakgönüllülükle iyi eylemlerini göstersin. Ama yüreğinizde kin, kıskançlık, bencillik varsa övünmeyin, gerçeği yadsımayın. Böylesi “bilgelik” Rahmani değil, dünyadan, insan doğasından, cinlerden gelen bilgeliktir. Çünkü nerede kıskançlık, bencillik varsa, orada karışıklık ve her tür kötülük vardır. Ama gökten inen [Rahmani olan] bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yoktur. Barış içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü biçerler.(Yakup’un Mektubu, 3:13-18)
Allah’ı tanımakta yarar görmedikleri için, Allah onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. Her türlü haksızlık, kötülük, açgözlülük ve kinle doldular. Kıskançlık, öldürme hırsı, çekişme, hile, kötü niyetle doludurlar. Dedikoducu, yerici, Allah’tan nefret eden [Allah’ı tenzih ederiz], küstah, kibirli, övüngen, kötülük üreten, anne baba sözü dinlemeyen, anlayışsız, sözünde durmaz, sevgiden yoksun, acımasız insanlardır. Böyle davrananların ölümü [cehennem azabını] hak ettiğine ilişkin Allah buyruğunu bildikleri halde, bunları yalnız yapmakla kalmaz, yapanları da onaylarlar.(Pavlus’tan Romalılara Mektup , 1:28-32)
Gece ilerledi, gündüz yaklaştı. Bunun için karanlığın işlerini üzerimizden atıp ışığın silahlarını kuşanalım. Kendimizi çılgınca eğlenceye ve sarhoşluğa, ahlaksızlığa ve sefahate, çekişmeye ve kıskançlığa kaptırmayalım. Gün ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam sürelim… Benliğinizin tutkularına uymayı düşünmeyin. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 13:12-14)
… Aranızda çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, iftira, dedikodu, böbürlenme, kargaşa olmasından korkuyorum. (Pavlus’tan Korintlilere 2. Mektup, 12:20)
Barışçıl Olmak
Kötülüğe kötülükle karşılık vermeyin. Herkesin gözünde iyi olanı yapmaya dikkat edin. Herkesle barış içinde yaşamak için elinizden geleni yapın. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:17-18)
Ne mutlu barışı sağlayanlara!… (Matta, 5: 9)
Herkesle barış içinde yaşamak ve kutsal [salih mümin] olmak için gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab’bi göremeyecek. [Salih müminlerin cennet nimeti olarak Allah’ın Yüce Zatı’nın tecellisini görmeleri kastedilmektedir.] Dikkat edin ki, kimse Allah’ın lütfundan yoksun kalmasın… (İbranilere Mektup, 12:14-15)
Bu yüzden, sunakta adak sunarken kardeşinin sana karşı bir şikayeti olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın önünde bırak, git önce kardeşinle barış;sonra gelip adağını sun. Senden davacı olanla daha yoldayken çabucak anlaş… (Matta, 5:23-25)
Tuz yararlıdır. Ama tuz tuzluluğunu yitirirse, bir daha ona nasıl tat verebilirsiniz? İçinizde tuz olsun ve birbirinizle barış içinde yaşayın! (Markos, 9:50)
İman etmeyen ayrılırsa ayrılsın. Kardeş ya da kızkardeş böyle durumlarda özgürdür. Allah sizi barış içinde yaşamaya çağırdı. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup , 7:15)
Kardeşler, aranızda çalışanların, Rab yolunda size önderlik edip öğüt verenlerin değerini bilmenizi rica ederiz. Yaptıkları işten ötürü onlara fazlasıyla saygı, sevgi gösterin. Birbirinizle barış içinde yaşayın. (Pavlus’tan Selaniklilere 1. Mektup, 5:12-13)
Ama gökten inen [Allah Katından olan] bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yoktur. Barış içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü biçerler. (Yakup’un Mektubu, 3:17-18)
Bunun için, sevgili kardeşlerim, mademki bunları bekliyorsunuz, Allah’ın huzurunda lekesiz, kusursuz ve barış içinde olmaya gayret edin. (Petrus’un 2. Mektubu, 3:14)
Sadakat Sahibi Olmak
Vay halinize…! Siz nanenin, anasonun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa’nın [Allah’ın emirlerinin] daha önemli yönleri olan adalet, merhamet ve sadakati ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden esas bunları yerine getirmeniz gerekirdi. (Matta, 23:23)
Rab’be sadık olan sevgili çocuğum Timoteos’u bu amaçla size gönderiyorum. Her yerde, her kilisede öğrettiğim ve [Allah rızası için] Mesih’te izlediğim yolları o size anımsatacaktır. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 4:17)
… Pavlus’tan Efes’te bulunan mübareklere, Mesih İsa’ya ait olan [Allah rızası için Hz. İsa (as)’ı izleyen] sadıklara selam! Rabbimiz Allah’tan… sizlere lütuf ve esenlik olsun. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 1:1-2)
Musa… Allah’a nasıl sadık kaldıysa, İsa da kendisini görevlendirene [Allah’a] sadıktır. (İbranililere Mektup, 3:2)
Musa, gelecekte söylenecek sözlere tanıklık etmek için… [Allah’a] bir hizmetkar olarak sadık kaldı… (İbranililere Mektup, 3:5)
Çekmek üzere olduğun sıkıntılardan korkma! Bak, denenesiniz diye şeytan içinizden bazılarını yakında zindana atacak. On gün sıkıntı çekeceksiniz. Ölüm pahasına da olsa sadık kal, sana yaşam tacını [cenneti] vereceğim. (Vahiy, 2:10)
… Onunla [Hz. İsa (as)’yla] birlikte olanlar, çağrılmış, seçilmiş ve ona [Allah rızası için Hz. İsa (as)’a] sadık kalmış olanlardır. (Vahiy, 17:14)
İsa kendisine iman etmiş olan Yahudilere, “Eğer benim sözüme bağlı kalırsanız, gerçekten öğrencilerim olursunuz. Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak” dedi. (Yuhanna, 8:31-32)
… İmanla dolu, iyi bir adam olan Barnaba, Antakya’ya varıp Allah lütfunun meyvelerini görünce sevindi. Herkesi, candan ve yürekten Rab’be bağlı kalmaya özendirdi. Sonuç olarak Rab’be daha birçok kişi kazanıldı. (Elçilerin İşleri, 11:23-24)
Yardımsever Olmak
Herkes kendi yararını değil, başkalarının yararını gözetsin. (Pavlus’tan Korintlilere 1. Mektup, 10:24)
[Hz. İsa (as):] “… Karşılıksız aldınız, karşılıksız verin.” (Matta, 10:8)Yoksullar her zaman aranızdadır, dilediğiniz anda onlara yardım edebilirsiniz… (Markos, 14:7)
İhtiyaç içinde olan kutsallara [kendini Allah’a adamışlara] yardım edin. Konuksever olmaya bakın. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 12:13)
… Siz de bilirsiniz ki, bu eller hem benim, hem de benimle birlikte olanların gereksinmelerini karşılamak için hizmet etmiştir. Yaptığım her işte sizlere, böyle emek vererek güçsüzlere yardım etmemiz ve… İsa’nın, ‘vermek, almaktan daha büyük mutluluktur’ diyen sözünü unutmamamız gerektiğini gösterdim.” (Elçilerin İşleri, 20:34-35)
Ama dul kadının çocukları ya da torunları varsa, bunlar öncelikle kendi ev halkına yardım ederek Allah yolunda yürümeyi ve büyüklerine iyilik borcunu ödemeyi öğrensinler. Çünkü bu Allah’ı hoşnut eder. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 5:4)
Sezariye’de Kornelius adında bir adam vardı. “İtalyan” taburunda yüzbaşıydı. Dindar bir adamdı. Hem kendisi hem de bütün ev halkı Allah’tan korkardı. Halka çok yardımda bulunur, Allah’a sürekli dua ederdi. (Elçilerin İşleri, 10:1-2)
Sevgili kardeşim, sana yabancı oldukları halde, kardeşler için yaptığın herşeyde içten bir bağlılıkla davranıyorsun. Onlar, inananlar topluluğu önünde senin sevgine tanıklık ettiler. Onları Allah’a yaraşır [Allah’ın rızasına uygun] şekilde yardımlarınla birlikte uğurlarsan, iyi edersin. Çünkü inanmayanlardan hiçbir yardım almadan, [Allah rızası için] Mesih adı uğruna yola çıktılar. Bu nedenle gerçek uğruna emektaşlar olmak için böylelerini desteklemeliyiz. (Yuhanna’nın 3. Mektubu, 5-8)
… Mecdelli denilen Meryem, Hirodes’in kahyası Kuza’nın karısı Yohanna, Suzanna ve daha birçokları İsa’yla birlikte dolaşıyordu. Bunlar, kendi olanaklarıyla İsa’ya ve öğrencilerine yardım ediyorlardı. (Luka, 8:2-3)
Yafa’da, İsa öğrencisi olan Tabita adında bir kadın vardı. Tabita, ceylan anlamına gelir. Bu kadın her zaman iyilik yapıp yoksullara yardım ederdi. (Elçilerin İşleri, 9:36)
Apollos Ahaya’ya gitmek isteyince kardeşler onu cesaretlendirdiler. Onu iyi karşılamaları için oradaki öğrencilere mektup yazdılar. Apollos Ahaya’ya varıncaAllah’ın lütfuyla iman etmiş olanlara çok yardım etti. (Elçilerin İşleri, 18:27)
İmanlı bir kadının dul yakınları varsa onlara yardım etsin. İnananlar topluluğu yük altına girmesin ki, gerçekten kimsesiz olan dullara yardım edebilsin. (Pavlus’tan Timoteos’a 1. Mektup, 5:16)
Siz de bilirsiniz, ey Filipililer, Müjde [Allah’ın emirleri] yayılmaya başladığında, Makedonya’dan ayrılışımdan sonra sizden başka hiçbir topluluk karşılıklı yardımlaşma konusunda benimle işbirliği yapmadı. Ben Selanik’teyken de, ihtiyacım olduğunda birkaç kez bana yardımda bulundunuz. (Pavlus’tan Filipililere Mektup, 4:15-16)
Yanımda yalnız Luka var. Markos’u alıp beraberinde getir, yapacağım hizmette bana yardım eder. (Pavlus’tan Timoteos’a 2. Mektup, 4:11)
… Herhangi bir ihtiyacı olursa, kendisine yardım edin. Çünkü o, [Allah rızası için] ben dahil, birçoklarına destek sağlamıştır. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 16:2)
Öbür teknedeki ortaklarına işaret ederek gelip yardım etmelerini istediler. Onlar da geldiler ve her iki tekneyi balıkla doldurdular; tekneler neredeyse batıyordu. (Luka, 5:7)
İncil’de Akıl ve Hikmete Verilen Önem
Allah’ın Rab’bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin. (Markos, 12:30; Luka, 10:27)
İç varlığımda Allah’ın Yasası’ndan zevk alıyorum… Allah’a şükürler olsun! Sonuç olarak ben aklımla Allah’ın Yasası’na… kulluk ediyorum. (Pavlus’tan Romalılara Mektup, 7:22-25)
Öyleyse nasıl yaşadığınıza çok dikkat edin. Bilgelikten yoksun olanlar gibi değil, bilgeler gibi yaşayın. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 5:15)
Bunu işittiğimiz günden beri biz de sizler için dua etmekten, tam bir bilgelik ve ruhsal anlayışla Allah’ın isteğini bütünüyle bilmenizi sağlamasını dilemekten geri kalmadık. (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 1:9)
Çocuk [Hz. İsa (as)] büyüyor, güçleniyor ve bilgelikte olgunlaşıyordu. Allah’ın lütfu onun üzerindeydi. (Luka, 2:40)
İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Allah’ın ve insanların beğenisini kazanıyordu. (Luka, 2:52)
İçinizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe… veren Allah’tan istesin; kendisine verilecektir. (Yakup’un Mektubu, 1:5)
Ama gökten inen [Allah Katından olan] bilgelik herşeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur… (Yakup’un Mektubu, 3:17)
Aranızda bilge ve anlayışlı olan kim? Olumlu yaşayışıyla, bilgelikten doğan alçakgönüllülükle iyi eylemlerini göstersin. (Yakup’un Mektubu, 3:13)
Bunun farkında olan İsa, “Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?” dedi. “Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz köreldi mi? Gözleriniz olduğu halde görmüyor musunuz? Kulaklarınız olduğu halde işitmiyor musunuz? Hatırlamıyor musunuz, beş ekmeği beş bin kişiye bölüştürdüğümde kaç sepet dolusu yemek fazlası topladınız?” “On iki” dediler. “Yedi ekmeği dört bin kişiye bölüştürdüğümde kaç küfe dolusu yemek fazlası topladınız?” “Yedi” dediler. İsa onlara, “Hâlâ anlamıyor musunuz?” dedi. (Markos, 8:17-21)
Mesih’in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Allah’a nağmeler yükseltin. (Pavlus’tan Koloselilere Mektup, 3:16)
… Allah Kendisini tanımanız için size bilgelik… ruhunu versin diye dua ediyorum. (Pavlus’tan Efeslilere Mektup, 1:17)
Ama anlamadıkları konularda sövüp sayan bu kişiler, içgüdüleriyle yaşayan, yakalanıp boğazlanmak üzere doğan, akıldan yoksun hayvanlar gibidir.Hayvanlar gibi onlar da yıkıma uğrayacaklar. (Petrus’un 2. Mektubu, 2:12)
… İstefanos’un konuşmasındaki bilgeliğe… karşı koyamadılar. (Elçilerin İşleri, 6:10)
Bunun üzerine Onikiler, bütün öğrencileri biraraya toplayıp şöyle dediler: “Allah’ın sözünü [Allah’ın vahyini] yayma işini bırakıp maddi işlerle uğraşmamız doğru olmaz. Bu nedenle, kardeşler, aranızdan… bilgelikle dolu, yedi saygın kişi seçin. Onları bu iş için görevlendirelim. Biz ise kendimizi duaya ve Allah sözünü yaymaya adayalım.” (Elçilerin İşleri, 6:2-4)
Yusuf’u kıskanan atalarımız, onu köle olarak Mısır’a sattılar. Ama Allah onunlaydı ve onu bütün sıkıntılarından kurtardı. Ona bilgelik vererek Mısır Firavunu’nun gözüne girmesini sağladı. Firavun da onu Mısır ve bütün saray halkı üzerine yönetici atadı. (Elçilerin İşleri, 7:9-10)
Yüreklerinin cesaret bulmasını, sevgide birleşmelerini dilerim. Öyle ki, anlayışın verdiği tam güvenliğin bütün zenginliğine kavuşsunlar ve… bilginin ve bilgeliğin bütün hazinelerinin saklı olduğu Mesih’i tanısınlar. Kimse sizi kulağı okşayan sözlerle aldatmasın diye söylüyorum bunu. (Pavlus’tan Koloselilere Mektup 2:2-4)
Ama bu kişiler anlamadıkları herşeye sövüyorlar. Öte yandan, akıldan yoksun hayvanlar gibi içgüdüleriyle anladıkları ne varsa, onları yıkıma götürüyor.(Yahuda’nın Mektubu, 1:10)
Pavlus… “Gerçek ve akla uygun sözler söylüyorum.” (Elçilerin İşleri, 26:25)